31 Mayıs 2020 Pazar

ZİHİNSEL EGZERSİZLER VE GÜNLÜK MEDİTASYON

Tekrar edilen zihinsel egzersizler ve bu amaçla yapılan günlük meditasyon çalışmaları güçlü bir konsantrasyona sahip olma konusunda oldukça etkilidir. Hafızayı da aktif tuttuğunu söylemek yerinde olur.

Önce oturuş şeklinizi düzenleyin.

 Bilinen meditasyon oturuşu, belli kaslarınızın da gelişmesini sağlayacağından faydalı olacaktır. İlk başta zorlansanız dahi bu oturuşa devam etmenizi öneririm. Zaman içinde alıştığınızı göreceksiniz. Yine de tercihiniz bu yönde olmayabilir. O zaman kendinize özel bir oturuş şekli belirlemelisiniz. Kendi belirleyeceğiniz oturuş şeklinde de omurga ve boynunuzun dik olmasına özen gösterin. Her defasında aynı oturuş şeklini kullanın. Bunu bir ritüel haline getirin.
 Meditasyona nefes çalışması ile başlayın. Derin ve sakin diyafram nefesleri alıp verin. Nefesinizi takip etmek sakinleşmenize ve konsantrasyon sağlamanıza faydalı olur. Zihinsel egzersizler için düzgün nefes akışı önemlidir. Bu nedenle doğru bir oturuş pozisyonu seçmelisiniz.

İmgelemeler basitten zora doğru olsun. 

 Etrafınızda bulunan herhangi bir nesne seçin. Bu nesneyi iyice inceleyin.  Daha sonra gözlerinizi kapatın ve aynı nesneyi imgeleyin. Her hali ile düşünün. Hangi renk? Rengi açık mı, koyu mu? Şekli nasıl? Köşeleri ya da girinti ve çıkıntıları var mı? Ebatlarını hissetmeye çalışın. Gerçek hali ile imgeleyebiliyor musunuz?
Bu nesne ne işe yarıyor? Hayatınızdaki yeri ne? Sizin için ne kadar önemli? Bunun gibi sorulara cevap verin. Bu soruları kendinizce çoğaltmaya çalışın. Tüm soruları cevapladığınızdan emin olduktan sonra nesneyi olduğu gibi sevin.
Bundan sonra ikinci aşamaya geçebilirsiniz. Tabi önce zihninizi dinlendirin. Mutlaka ara verin.

İkinci aşamadaki zihinsel egzersizler tamamen hayal gücünüze bağlı bir imgeleme. Kendinizi daha önce olmadığınız bir odada hayal edin. Odayı kendinizce tasvir edin. Odada masanın üzerinde renkli cam bir bardak duruyor. Bunu görün. Cam bardağı gördüğünüzde masa ortadan kaybolur. Odağınız bardak olmuştur. O an masayı görmezsiniz. Görmeseniz bile masa bilinçaltınızda oradadır. Şimdi sıra yine renk ve ebatlarda. Bunları da belirleyin. Görme alanınızı genişletin. Odaya birisi giriyor ve bardağa su dolduruyor. Bu hareketliliği ve hareketin gerçekliğini görün. Doğallığı hissedin. Bardağın resmine değil, kendisine konsantre olun. İçeri giren kişinin adımlarını hissedin. Yaklaştığını fark edin. Bardağa dolan suyu görün. Sesini duyun. Burada yapmanız gereken görüyorum demeniz değil, görme halinde olmanız. Görüyorumun altındaki benden çıkın ve görme halinde olmayı, görmenin kendisi olmayı seçin. Bunu başardığınız anda gözlerinizi açın. Gözünüze takılan ilk şeyi görün. Onu rengi .boyu, şekli, duruşu ile görüyor olun.

Şimdi zihinsel egzersizler sırasında duyularla hissedebilmek var. Yine kendinize bir nesne seçin ve bu sefer nesnenizi elinize alın. Gözlerinizi kapatın. Gözlerinizin parmak uçlarınız olduğunu imgeleyin. Bilincinizi buna yoğunlaştırın. Nesnenizin her tarafına dokunun. Onu hissedin. Hatlarında parmaklarınızı gezdirin. Ebatları ne kadar? Ağırlığı nedir? Bunları tahmin etmeye çalışın. Rengini düşünün. Dokunduğunuzda ya da hareket ettirdiğinizde ses çıkarıyor mu? Koklayın. Kokusu nasıl, neye benziyor? Bu nesneyi, sizin için önemli  olduğunu düşündüğünüz başka bir şey ile özdeşleştirin. Onu iyice hissedin.

 Bu tip alıştırmalar çeşitlendirilerek, zihinsel egzersizler günlük meditasyon eşliğinde yapılabilir. Bunlar dikkatinizi istediğiniz konuya odaklamanıza yardımcı  olacaktır. Aynı zamanda iyi bir hafıza çalışması da yapmış olacaksınız. Güçlü bir hafızaya sahip olmak için meditasyon ile birlikte yapılan bu egzersizlerin faydası büyüktür. Bunu bir rutin haline getirerek çalışmak sizi bir sonraki adıma taşır. Kendinize göre egzersizleri geliştirip çoğaltabilirsiniz. Bunu yaparken her yeni egzersizin bir öncekinden daha yoğun olmasını tercih edin. Her adımda kendinizi daha güçlü hissedersiniz. Meditasyon yapmak, anda kalmanıza neden olacağından iç huzurunuzu da sağlayacaktır. Kendiniz için ayırdığınız zaman ve kendiniz için bir şeyler yapmış olmanız da ayrıca bir huzur verecektir. Unutmayın ki, değerli olduğunuzu hissetmenin en iyi yolu sizden geçer. 
Seda Eray

29 Mayıs 2020 Cuma

DÜŞÜNCELERİMİZİ KONTROL EDEBİLMEK VE YÖNETEBİLMEK

Sürekli olumlama yapıyoruz. ''Evet'' diyoruz, hatta paylaşımların altına yazıyoruz. Bir şeyler istiyoruz. Peki neden olmuyor? İşin sırrı beyin gücünde, zihin kontrolünde. Düşüncelerimizi  kontrol edebilmek ve yönetebilmek nasıl olmalı?

Doğru cümleleri kullanıyor muyuz?


 Kilo vermek istiyoruz, iyileşmek istiyoruz. Ne kadar başarabiliyoruz? Öncelikle söylemlerinize dikkat edin. Kilo verememekten söz etmeyin mesela. Sürekli kilo veremediğinizi ya da ne kadar kilolu olduğunuzu anlatıp durmayın. Şişman olduğunuzu ifade etmeyin. 
Yapılan hatalardan biri yanlış kelimeler kullanmaktır. Peki sadece doğru cümleler seçmek düşüncelerimizi kontrol edebilmek ve yönetebilmek adına yeterli midir? Elbette, olmadığını hemen bir çoğunuz biliyorsunuz. İşin püf noktası neye odaklandığınız. 'Kolaylıkla kilo veriyorum'' tarzında bir olumlama kullanarak kilo veremezsiniz. Çünkü odak noktanız doğrudan kilo oluyor. Bu da zihninizi yanlış yönlendiriyor. ''Fit bir bedene sahibim. Vücudum tam olmasını seçtiğim gibi, sağlıklı ve güzel'' şeklinde bir ifade kullanmak doğru olur. Odak noktanız sahip olmak istediğiniz beden olmalı. Kendinizi görmek istediğiniz şekilde hayal edin ve bunu hissedin. Aynaya baktığınızda da gördüğünüz, sadece görmek istediğiniz olsun. 
Kilomu vermek istiyorsunuz, öyle ise tartıdan uzak durun. Kiloyu anımsatacak ne varsa uzak durun. Düşünceleriniz olumsuza kaydığında hemen o güzel halinizi aklınıza getirin. O güzel halinizle sevdiğiniz bir şeyler yaptığınızı hayal edin. Bu aynı zamanda duygu durumunuzu da düzeltecektir.
 Hatalıklar için de aynı durum söz konusu. Düşüncelerimizi kontrol edebilmek ve yönetebilmek karşımıza çıkıyor yine. Kullanacağınız olumlama ''sağlıklıyım'' şeklinde olmalı. İçinde hastalık, iyileşme, ağrıdan kurtulma vs kelimelerinin geçtiği bir olumlama kullanmak hastalığı odağınız haline getirecektir. Hastalığınızdan, ağrılarınızdan, şikayetlerinizden söz etmeyin. Bunlardan konuşmayın ki hastalık odağınızdan uzaklaşsın. Ağrılardan söz ettikçe ağrılarınızın arttığını fark edin. Sadece sağlıklı olduğunuza odaklanın. Kendinizi bu şekilde imgeleyin. Sağlığı odağınıza yerleştirin..  Negatif düşüncelere kapıldığınızda, yine güzel bir hayal kurun kendinize. Hedefiniz sağlık olsun. hastalık değil. 


Düşüncelerimizi kontrol edebilmek ve yönetebilmek için odağı değiştlirmek gerekli.

 Seçeceğiniz doğru odak noktası sizi doğru düşüncelere yönlendirecektir. Mutlu olmak istiyorsanız mutlu olmaya odaklanın. Olumsuzluklardan kurtulmak istiyorsanız pozitif bakmaya odaklanın.Kendinizi kontrol edin. Doğru noktada olup olmadığınızı sorgulayın. Bunu yapabilmenin en kolay yolu duygu durumunuzu bilmektir. Nasıl hissettiğinize bakın. İyi ve huzurlu hissediyorsanız doğru yoldasınız. Üzgün, kırgın, mutsuz, öfkeli veya kızgın gibi olumsuz duygular içindeyseniz yanlış odak noktasında olduğunuzu bilmelisiniz.

 Her şey inanmakla başlar. Önce kendinize inananın. Başarabileceğinize inanın. Başarma arzusunu kendinizde, içinizde hissedin. Kendinizle ilgili düşünce ve inançlarınızı bu yönde değiştirin. Başkaları yapabiliyorsa siz de yapabilirsiniz. Diğerlerinin sizden bir üstünlüğü yok. Bu aşamada ve aslında her zaman başkalarının ne dediğine aldırış etmeyin. Bu sizi geri çekebilir. Moralinizi bozabilir. İnancınızı kırabilir. Bunlara gerek yok. Kimseye bir açıklama yapmak zorunda değilsiniz. Sadece isteyin, inanın ve yapın. İşte bu kadar basit. Ne kadar kolay olduğunu düşünürseniz o kadar kolay olacaktır. Başta zor gibi görünebilir. Evet. hemen belki bir günde yapamayacaksınız. Bir gün içinde bütün duygu ve düşüncelerinizi yönetmeyi başaramayabilirsiniz. Bu önemli değil. Sonuçta bunu başaracağınızı bilmelisiniz.  Kimse sizden bunu anında yapmanızı beklemiyor. Kendinize zaman verin ve aşama aşama başardığınızı görün. Bunu yaparken de ''düşüncelerimizi kontrol edebilmek ve yönetebilmek'' konusunda ne kadar başarılı olduğunuza inanın. Ara ara duygu durumunuzu kontrol edin. Duygu durumunuz güzel ip uçları verecektir. Size düşüncelerinizin ne yönde olduğunu gösterecek. Şunu aklınızdan çıkarmayın. İyi hissetmek, iyi düşünceleri, iyi düşünceler de iyi hissetmeyi getirir. İyi bir hayat istiyorsan, iyi hissetmelisin. Düşüncelerimizi kontrol edebilmek ve yönetebilmek becerisine sen de sahipsin. 
Seda Eray

1 Nisan 2019 Pazartesi

BU BİR VEDA DEĞİL

Bu bir veda degil 
bir yakarıştır sana.
Bu bir son değil 
Bir umuttur beklenen.
Kısacık bir vedaya sığmaz hayat.
Bu bir veda değil
Hep yeniden 
yeniden başlamaktır sana..
Seda Eray

1 Ocak 2019 Salı

DOĞRU NEFES ALMAK

Bir çok insan için nefes almak, havayı alıp bırakmaktan ibaret. Hücrelerimize yeterli oksijeni iletemiyoruz. Bu da hücrelerimizin hastalanmasına neden oluyor. Sağlıklı bir yaşam için bütün nefesin önemi, burada ortaya çıkıyor. Nefes doğru bir şekilde, bütün vücudu dolduracak şekilde alınmalıdır.

Doğru nefes nasıl alınır?

Yapılan en büyük hatalardan bir ağızdan nefes alıp vermek, burundan alıp ağızdan vermek veya ağızdan alıp burundan vermektir. Özel bir nefes tekniği uygulanmadığı sürece doğru nefes,  burundan nefes alıp, burundan vererek olur.

Diyafram mutlaka kullanılmalıdır. Nefes çalışmalarına diyafram nefesini öğrenerek başlamak doğru olur. Sırt üstü uzanıp sakinleşin. Böylece vücut kendiliğinden diyafram nefesine geçecektir. Nefesinizin izlediği yolu takip ederseniz bunu daha iyi anlarsınız. Karnınızın inip şiştiğini göreceksiniz. Karnınızın üstüne ağırlık (kitap vs.) koyarak diyafram nefesine çalışabilirsiniz. Aldığınız nefesle ağırlığı kaldırdığınızı takip edin. Sonrasında ise kendinizi serbest bırakın ve ağırlığın karnınızı bastırarak havayı çıkartmasına izin verin.

Nefes, sakin ve sessiz olmalıdır. Hırıltıyla nefes alınmamalıdır. Aceleci bir nefes yeterli oksijenin alınmasına  engel olur.

Yapılan başka bir hata ise sadece üst solunum nefesidir. Diğer bir deyişle sadece üst akciğerleri hava ile doldurmaktır. Oysa bütünsel nefeste akciğerlerin tamamı ve diyafram kullanılmalıdır. Göğüs, karın, sırt ve her iki yanınızın havayla dolduğunu hissetmelisiniz. Yukarıdan aşağı veya tam tersi aşağıdan yukarı başlayarak sırayla, derin bir nefes alarak  vücudunuza havayı doldurun Üst bedeninizin tamamının, kök çakradan boğazınıza kadar oksijenle dolup şiştiğini hissedin. Bunu yavaş ve sıralı yapmak daha kolay olacaktır. Nefesinizi bir süre tuttuktan sonra, bu sefer yaptığınızın tam ters sırası ile nefesinizi yavaşça verin. Havanın tamamen boşaldığından emin olun. Bir süre nefessiz bekledikten sonra tekrar deneyin. Nefes verme süreniz, alma sürenizden daha kısa olmamalı.

Bu şekilde çalışarak kaslarınızı genişletin. Daha sonrasında ise sadece derin nefeslerde değil, normal nefeslerinizde de bu bütün nefesi kullanmaya başlayın. Kullandıkça bunun otomatik hale geldiğini göreceksiniz.

Nefes genişletme çalışmaları yapmak, kaslarınızın açılmasını sağlayarak nefesinizin iyileşmesine yardım eder. Unutmamak gerekir ki, iyi nefes aynı zamanda sağlık demektir.

Birden bütüne doğru
Sevgiyle kalın....

Seda Eray

23 Kasım 2017 Perşembe

İÇİNDEKİ ÇOCUĞU ŞİFALANDIR

                      İyi olmak istiyorsan içindeki çocuğa gitmelisin.  Önce onunla  yüzleşmeli ve onu ne kadar ihmal ettiğinin farkına varmalısın. O iyileşmeden sen de iyi olamazsın.

İçindeki çocukla konuş. Sana anlattıklarına kulak ver. Dinle onu. En çok nelere üzülmüş, nelere sevinmiş? Kimler yaralamış onu? Bil ki yaralarının sarılmasını istiyor. Senin sevgine, şefkatine ihtiyacı var. Ayağa kalkabilmesi, yoluna devam edebilmesi için elinden tutmanı bekliyor. Ona ancak sen iyi gelirsin. Sen onu görmezden gelmeye devam ettikçe o daha çok yaralanıp üzülecek. Daha çok ilgi bekleyecek. Daha da mutsuz olacak ve sen içindeki huzursuzluğa, anlamsız kargaşaya bir türlü yanıt bulamayacaksın. Kendince yeterli bulmadığın sevgisiz bir hayat yaşamaya devam edeceksin. Ne gerçekten sevebilecek ne de sevildiğinin farkına varabileceksin. Bundan kurtulmak istemez misin?
Cevabın ''evet'' ise gözlerini kapat ve içindeki çocuğa git. Artık yalnız olmadığını söyle.


7 Aralık 2015 Pazartesi

Heyecanını Yenmek mi İstiyorsun? Nefesini Kullan!

HEYECANINI YENMEK Mİ İSTİYORSUN? NEFESİNİ KULLAN!

Heyecanlanıyor ve buna engel olamıyor musun? Aslında yapman gereken çok kolay.
İş görüşmen var ve heyecandan konuşamıyor isen, evlenme teklif etmek istiyorsun ve elin ayağına dolaşıyorsa, önemli bir şeyi beklerken karnına ağrılar giriyorsa, biraz sakinleşmeye ihtiyacın var demektir.

Bunu basit bir nefes tekniği ile yapabilirsiniz. Sağ burun deliğinizi kapatıp, sol burun deliğinizle nefes alıp verin.  Buna iki dakika kadar devam edin. Bu şekilde sempatik sinir sisteminden parasempatik sinir sistemine geçiş yapacağınız için rahatlamaya başlayacaksınız.

SEDA ERAY

24 Kasım 2015 Salı

Örnek Aile Penguenler

ÖRNEK AİLE PENGUENLER

Penguenlerin hikayesini bilir misiniz? Dişi yumurtladığı zaman, erkek penguen, günlerce kar, fırtına demeden öylece yumurtanın üstünde oturup, hiç kalkmadan onu ısıtır. Bilir ki, kalkarsa yumurtadan yavrusu çıkmadan ölür. Anne penguen ise, ölümü göze alarak soğuk, buz tutmuş sularda avlanmaya çıkar. Bazen günlerce gelmediği olur. Avladığı balıkların hepsini yemez. Çenesinin içindeki boşlukta biriktirip, eşiyle paylaşmak için yuvasına götürür.  Bahar geldiğinde babalarının, soğuktan iyi koruyabilmiş olduğu yavrular yumurtadan çıkar.
Hayatı paylaşmaya güzel bir örnektir penguenler. Tek eşli yaşayan inanılmaz hayvanlar, aile olabilmenin temelinde yatan paylaşma duygusu, sevgi, fedakarlık, güven ve sadakate sahiptirler. Anne güvenle yumurtasını babaya teslim etmiştir. Baba sevgi ve sorumluluk bilinci ile onu ısıtır. Sabırla, açlığına rağmen, eşini bekler. Anne sevgiyle yemeğini paylaşır. Her ikisi de yapmaları gereken fedakarlığı yapmaktadırlar. Zorluktan, sorumluluktan kaçmadan yapmaktadırlar. Ayrılıklarında bile bir olduklarını, aynı amaç için çabaladıklarını bilirler.
Kaç tane anne-baba penguenler kadar örnek olabiliyor evlatlarına ve kaçımız gerçek aile olabilmenin, hayat arkadaşlığının ne demek olduğunun tam anlamını verebiliyoruz çocuklarımıza?

Seda Eray

23 Kasım 2015 Pazartesi

Nefes ve yaşam enerjisi

NEFES VE YAŞAM ENERJİSİ



Parapsikolojide Psi enerjisi olarak adlandırılan Ki ya daprana enerjisi, bizim yaşam enerjimizdir bu enerjiyi yeterince alabilen insanlar mutlu,huzurlu, yaşama sevincini içlerinde duyabilenlerdir. Etrafımızdaki kişileri gözlemlediğimizde, bu enerjiye ne kadar sahip olabildiklerini anlayabiliriz. Kendini tükenmiş,mutsuz hisseden ve çevresine bunu yayan kişiler bu enerjiden yeterince yararlanamayanlardır.
 Prana enerjisini nefesle alırız. Aldığımız bu enerjiyi sürekli kullanırız ve tekrar tekrar alırız. Böylece kendimizi şarj ediyoruz. Şarjımızın tam dolu olması, aldığımız nefesle doğrudan bağlantılıdır. Ne kadar doğru ve bütün nefes alabiliyorsak, enerjiyi de o kadar çok alıyoruz demektir. İhtiyacımız olan enerjiyi alabilmemiz için uyku da çok önemlidir. Ancak kaliteli bir uyku ile insan kendini dinlenmiş ve yenilenmiş hissedebilir. Uyku sırasında, dörtlü nefes döngüsü ile nefes alıp-verirken, nefes tutma kısmını uzatabilmek bu açıdan önemlidir.  Bunu uzun aralıklarla yapabilenler, derin ve aralıksız bir uyku uyuyarak, daha az uyku ile daha dinlenmiş bir şekilde uyanırlar. Doğru nefes almanın önemi burada da karşımıza çıkmaktadır.
SEDA ERAY

11 Kasım 2015 Çarşamba

Aşk Gibi


AŞK GİBİ…

Rüzgarı dinliyorum.
Senin şarkını söylüyor bana,
Sessizce adını fısıldıyor.
Tüm geçmiş gözlerimin önünde
Yeter diyor artık yeter, dinsin bu acı.
Olmaz diyorum usulca, ben bu aşkı böyle sevdim.
Yağmurun her damlası yüreğime çarpıyor ince ince
Ve büyüyor içimde sel olurcasına
Aşk gibi, sen gibi…
Seni dinliyorum sessizliğin sesinde
Ve yeni bir ben, yine bir sen oluyorum.
İşte ben böyle sevdim,
Rüzgar gibi, sel gibi
Aşk gibi…

Seda Eray

Rüya kapıları, astral seyahat, lucid rüyalar

RÜYA KAPILARI, ASTRAL SEYAHAT, LUCİD RÜYALAR

Dört adet rüya kapısı vardır:
1. Kapı: Uyumakla uyanıklık arasındaki zamandır. Uykuya daldığının farkındalığını yakalamakla başlar. Bedenin unutulduğu andır. Bu durumda rüya görürken dışarıdaki sesleri de duyabilirsiniz.
Bunun için egzersiz yapılabilir. Tam uykuya dalacakken uyumamak, uyumaya başlarken vazgeçip sonra tekrar uykuya dalmaya başlamak gibi. Bu böyle birkaç defa tekrarlanmalıdır. Bu egzersiz bedeni uykuya dalmış gibi düşündürmede önemlidir.
2. Kapı: Rüya içinde başka bir rüyada uyanmaktır. Başka bir değişle, rüya içindeyken rüyada olduğunun fark edilmesi ve başka bir rüyaya bilinçli olarak geçilmesidir.
3. Kapı: Ustalık gerektirir. Astral seyahatin başlangıcıdır. Bu kapıya ulaştıysanız gerçek dünyadan ayrılmışsınızdır. 1. Kapıdaki rüya bedeni ile gelip yattığınız yerden fizik bedeninizi görmektir.
4. Kapı: Üç şekli vardır.
1. Dünyadaki soyut yerlere bilinçli yolculuk yapmaktır.
2. Dünya dışındaki gezegenlere, boyutlara gitmek, Spatyoma gitmek ve bedensiz varlıklarla iletişim kurmak. Burada bedensiz varlıklardan korkmayın. Size zarar vermezler, yardımcı olurlar.
3. Başkasının rüyasına girmek ya da uyanık olduğu ana gitmek. Ustalık gerektirir. Astral seyahatin ileri aşamasıdır.
Astral Seyahat:
Bilinç fizik bedenin dışına yansır. Astral beden, fizik bedene psikolojide < gümüş="" kordon=""> denilen bir kordonla bağlıdır. Göbekten bağlanıldığı düşünülür.
Astral seyahate başlamadan önce kendinizi hazırlamalısınız. Üstünüzde rahat giysiler olmalı ve rahatsız edilmeyeceğiniz bir ortamda bulunmalısınız. Rahatsız edilmeniz bedene ani dönüş yapmanıza neden olabilir. Böyle bir durum karşısında yapacağınız en iyi şey uyumaktır. Uyku sırasında ani dönüşün olumsuz etkileri kaybolur.
Negatif düşüncelere sahip olduğunuz bir dönemde denemeyin. Bu başarısızlığa neden olabilir ki, başarsanız dahi negatif enerjileri çekeceğinizden olumsuz etkilenirsiniz. Az yemek yemiş olmanız geçişi kolaylaştırır. Korkmayın, korku olumsuzluklara neden olur. Kalp rahatsızlığınız varsa denemeyin. Zihninizi boşaltın. Ne isterseniz, ne düşünürseniz onun gerçekleşeceğini bilin. Vücutta seğirmeler, kulakta çınlamalar olması normaldir. Endişelenmeyin, bir süre sonra geçecektir.
Sırt üstü yatın ve gevşeyin. Nefesinize odaklanın ve nefes çalışmaları yaparak sakinleşin. Nefessiz bekleme aralıklarını daha uzun tutun. Gideceğiniz yeri ve bedeninizi terk edeceğinizi düşünün. İlk denemeniz kısa olmalı, bulunduğunuz odada kalmalı ve 1-2 metre uzaklaşmalısınız. Kendinizi ve bulunduğunuz odayı seyredin. Bedene çok yakın durursanız sizi geri çekecektir. Geri dönmek için bunu istemeniz yeterli. Çaba harcamanıza gerek yoktur.
Rüyada Uyanma:
Bastırılmış duygular rüyada uyanmayı kolaylaştırır. Acıkmış veya susamış olarak uyuyun. Baş ucunuza sevdiğiniz bir yiyeceği veya bir bardak su koyun. Rüyada ona uzandığınızda rüya içinde uyanın.
Bir nesne seçin. Günlük hayatta onu gördüğünüzde kendinize rüyada olup olmadığınızı sorun. Rüyada olmadığınızı anlamak için bir işaret bulun. Örneğin saçınızı çekebilirsiniz. Bilinç rüyadayken de aynı soruları sormaya başlar. Böylece rüyada olduğunuzun farkına varabilirsiniz. Kendinize günlük sorular sormanız da rüyada olduğunuzu fark etmenizi kolaylaştırır.
Rüyanın bilinçli halidir. Rüyada olduğunuzun farkındasınızdır. Bu tip rüyaları hem izlersiniz, hem de rüyaya katılırsınız. Gerçekleşecek olaylar tamamen sizin isteğinize bağlıdır. Ne isterseniz onu yapabilirsiniz. Uçabilirsiniz, atlayabilirsiniz, düşebilirsiniz. Acı hissetmezsiniz, tamamen özgürsünüz. Rüyaya istediğiniz gibi yön verebilirsiniz.
SEDA ERAY


9 Kasım 2015 Pazartesi

Rüyadan uyanma

RÜYADAN UYANMA

Rüyada uyanılan zaman çok önemlidir. Bir dış etken olmadan ve rüya henüz bitmeden yarım bırakarak uyanıyorsak, bu çoğunlukla iki nedenden kaynaklanır. Uyanmak, ya bir kabul ediştir ve bu kabul ediş gerilimin azalmasına neden olduğundan rüya sonlanır ya da verilen mesaja bir direnç vardır ve deneyimi reddeden kişi uyanır. Bu onun için bir kaçıştır. Rüya tekrar ettiğinde uyanılan yer değişiyorsa bu, o noktada bir onaylama olduğunu ya da güçlü dirençler bulunduğunu gösterir. Eğer rüya korkutucu ise, hayatında olumsuzluklar vardır ve bunlar iyi bir analiz ile tespit edilip düzeltilmelidir. Aksi takdirde, düzeltme yapılana kadar rüya tekrarlanacaktır. Ancak sorun düzeltildiğinde rüya amacına ulaşmış olduğundan son bulacaktır.

 SEDA ERAY

7 Kasım 2015 Cumartesi

Rüyalarına bak, sana ne anlatıyor?

Rüyalarına Bak, Sana Ne Anlatıyor?


Derin bir uykuya dalmışsın. Hiç bilmeden ilerliyorsun. Farkında bile değilsin gittiğin alemlerin. Önünde yeni kapılar açılıyor. İstediğini seçiyorsun ya da gitmen gerekene götürülüyorsun. Öğrenmen gereken neyse oraya. Bu kapı bazen başka bir alem, bazen bilincin derinlikleri olabiliyor. Bilmediğin, farkına varamadığın yerler buralar. Bir çocuk edasıyla keşfediyorsun. Her şey onda saklı. Bulup çıkartman için yol gösteriliyor sana, hatta getirilip önüne konuluyor. Rüyalarında bir bir hepsi anlatılıyor sana. Bazen korkarak, bazen eğlenerek, çoğu zaman da saçma sapan yaşıyorsun rüyalarında. Buraya kadar yalnız değilsin. Senin asıl işin, uyandıktan sonra başlıyor. Sana neler neler anlatıldı, neler neler verildi rüyalarında, söylenenleri bir düşün. Yaşadıklarınla, hissettiklerinle karşılaştır bakalım. Ortaya çıkanlara sen bile inanamayacaksın. Öyle bir yardım var ki rüyalarında hayatını şekillendirebilmenle ilgili, kendi sırrını çözebilmenle ilgili, tek yapman gereken anlayabilmek. Bak bakalım, rüyaların sana ne anlatıyor.yapman gereken anlayabilmek. Bak bakalım, rüyaların sana ne anlatıyor.
SEDA ERAY

26 Ekim 2015 Pazartesi

Kötü Rüyalar


KÖTÜ RÜYALAR


Kötü rüyalar ve kabuslar birbirinden farklıdır. Kabus gördüğümüzde korku içinde uyanırız. Kötü rüyalarda ise sadece kötü bir rüya gördüğümüzün farkındayızdır. Kabuslar gibi paniklememize neden olmazlar. Kötü rüyalar stres seviyemizin yükseldiğine dair bir uyarıdır. Aynı zamanda günlük yaşantımızda oluşan stres ve korkularımızla başa çıkabilmemiz için bize yardımcıdırlar. Kötü rüyala,r beyninkimyasal işleyişini etkileyerek stres seviyesinin düşmesini sağlar.
SEDA ERAY

22 Ekim 2015 Perşembe

Rem ve non-rem uyku evreleri ve rüyalar

Rem ve non-rem uyku evreleri ve rüyalar

Rem ve non-rem uyku evreleri ve rüyalar
Rem ve non rem dönemlerinde görülen farklıdır.

İnsan beyni uyku sırasında, uyanık olduğu zaman gibi aktiftir. Sekiz saatlik bir uyku süresince normal  yetişkin bir in san iki uyku evresi arasında gider gelir. Bu evreler rem (rapid eye moment) ve non rem (non rapid eye moment) evreleridir. Döngü, non rem - rem - non rem - rem şeklinde devam eder. Normal bir uykuda 4-5 döngü yaşanır.  
Non Rem Döngüsü: Yavaş uyku da denir.  Non rem hızlı olmayan göz hareketleri anlamındadır.Derin uykudur. Bu evrede, gün boyunca ortaya çıkan yorgunluk ve fiziksel hasarlar tedavi edilir. Uyku döngüsünün ortalama olarak %75'ini oluşturur. Gittikçe derinleleşen 4 fazdan oluşur. 1. ve 2. faz yüzeysel yavaş uyku, 3. ve 4. faz ise derin yavaş uykudur. Bu dönemde görülen rüyalar çoğunlukla hatırlanmaz.
1. Faz:  Uykuya dalma evresidir. Kas aktivitesinde biraz azlma olmuştur. Göz hareketleri yavaş ve iki yönlüdür.  Gece boyunca zaman zaman ortaya çıkar.
2. Faz : Yavaş göz hareketleri devam eder. Kas aktivitesi biraz daha azalmıştır. Beyinde teta dalgaları devam eder.
3. Faz : Uyku iyice derinleşmiştir. Beyinde delta dalgaları görülür.  Kas aktivitesi daha çok azalmıştır. Yavaş göz hareketleri bazen görülebilir .
4. Faz : 3. fazdaki  delta dalgalarının uyku döneminin %20-50 sini oluşturması durumunda 4. fazdan söz edilir.
Rem  Döngüsü : Beyin aktivitesi uyanıklığa yakın bir dönemdedir. Rem hızlı göz hareketleri anlamındadır. Vücut geçici bir felç halindedir. Rüyaların %80-90 ı  bu dönemde görülür. Rem dönemi bizi yeniden yapılandırır.
Rem ve non rem  dönemlerinde görülen farklıdır. Non rem döneminde siyah beyaz rüyalar görülür ve daha sıradandır. Rem döneminde renkli, normalde mümkün olmayan şeylerin de olduğu rüyalar görülür.

SEDA ERAY   

21 Ekim 2015 Çarşamba

Rüyalar hakkında bilinmeyenler

Rüyalar Hakkında Bilinmeyenler


Herkes renkli rüya göremez. Yapılan araştırmalarda kadınların erkeklere göre daha renkli rüyalargördükleri saptanmıştır. Körler de rüya görebilir. Görme yeteneğini sonradan kaybedenler görsel imgeleri de görebilir. Doğuştan görme engeli olanlar görsel imgeleri göremezler ama ses, koku, dokunma ve duyguları hissederler.
Rüyalarımızın, uyandıktan 5 dakika sonra yarısını, 10 dakika sonra da % 90'ının unuturuz. Her insan rüya görür.
Rüya görmediğini söyleyenler aslında rüyalarını hatırlamayanlardır. Rüyalarda sadece bildiğimiz yüzleri görürüz. Hayatlarımız boyunca bir şekilde karşımıza çıkmış, hatırlamadığımız ya da kime ait olduğunu bilmediğimiz yüzlerdir. Rüyalar sembollerden oluşur. Genellikle görülen nesne ile doğrudan ilgili değildir. Daha çok nesnenin işlevi ile ilgili olabilir.
Rüyaların birçoğu bilinçaltından kaynaklanır. Bastırılmış duygular ortaya çıkar. Pozitif duygulardan çok negatif duygular görülür.
Hayvanlar da rüya görür. Bazı hayvanların rüya görme yetenekleri daha fazladır.
Bazı özel rüyalar hariç, rüyalarda suratlar net değildir.
Horlayan insanların daha az, daha kısa rüya gördükleri ve çoğunlukla rüyalarını unuttukları düşünülmektedir
Rüyalar dış etkilerden etkilenir. Müzik çalarken uyuyorsanız, rüyanızda kendinizi konserde görebilir veya rüyanızda radyo dinleyebilirsiniz.
Erkeklerin rüyalarında gördüğü karakterlerin %70'i erkektir. Kadınlarda ise bu oran %50'dir.
Rüyalarında gelecekle ilgili bilgi alabilenler ve dejavu yaşayanlar vardır.
Uyarıcı ve yol gösterici rüyaların yanında yaşanmış acı veren olaylarla ilgili şifalandırıcı rüyaların da olduğu bilinmektedir.
SEDA ERAY

19 Ekim 2015 Pazartesi

Rüya beden ilişkisi

Rüya Beden İlişkisi



Fizyolojik açıdan rüyalar, uykudayken nöral süreçlere verilen tepkilerdir.                     Rüyadayken adrenalin yükselir. Bunun sonucunda kalp daha hızlı atmaya başlar, kan basıncı yükselir. 
Psikolojik açıdan ise bilinçaltının etkileridir. Çocukluk çağından bu güne kadar bastırılarak bilinçaltına atılan istekler, korkular rüyalarla ortaya çıkar. Rüyada birçok mantık dışı olayın gerçekleşmesi beyindeki ön korteks bölgenin devreye girmemesinden kaynaklanır. 
Rüyaların oluş mekanizması, moleküllerin beynin bazı bölümlerini baskılaması, bazı bölümlerini de uyarmasıdır.
SEDA ERAY

Haberci Rüyalar

HABERCİ RÜYALAR


Herkes haberci rüya görmese de bazılarımız mutlaka görmüşüzdür. Bu tip rüyaları, verilen haberleri alıp anlayabilen ve yerinde kullanabilen kişiler görür. Haberci rüyalar ruhsal rehberlerimizden, ilahi varlıklardan, sistemin kendisinden gelmektedir. Verilen bilgiler varlıkların gelişimine uygun olarak sunulur ve anlaşılıncaya kadar, bir şekilde tekrarlanır. Bu tip rüyaları bazen direk olarak bazen de semboller yoluyla görebilirsiniz. Eğer haberci rüyalar görüyorsanız, rüyalarınızı yazarken bunlara ayrı bir not düşün.Tarih atmayı da unutmayın. Rüyanızı, hiçbiryorum katmadan, egonuz devreye girmeden olduğu gibi yazın. Zaman içinde bunları tekrar gözden geçirin. O haberci rüyalara uyan neler yaşamışsınız farkına varın. Güzel bir rüya ve farkındalık çalışması yapmış olursunuz.
 SEDA ERAY

18 Ekim 2015 Pazar

Nefes Tutma Çalışmaları Ve Kabuslar

NEFES TUTMA ÇALIŞMALARI VE KABUSLAR


Bazılarımız sık sık kabuslar görürüz. Uyku sırasında bile sol beyni susmayan, diyafram nefesi alamayan kişiler kabus görürler. Zihinleri sürekli meşguldür. Parasempatik sinir sistemleri devreye giremez. Hata kimisi için öyle bir duruma gelmiştir ki, artık uyumak bile istemez. Uykuya dalmaktan korkar. Bunun sonuncunda da uyku problemleri başlar ve hayatın bütün dengesi bozulur. Nefes çalışmaları ile kabuslardan kurtulmak mümkün mü? Evet, bunu için yapılacak farklı yöntemler vardır.  Nefesteknikleri ile bilinçaltı temizlenebilir, korkulardan kurtulmak mümükün olur. Bu kapsamlı bir çalışma gerektirir. Nefes tutma çalışmaları ise, hepimizi kolaylıkla yapabileceği bir yöntemdir.                                    
   Öncelikle doğru, bütün nefes almayı beden, zihin ve ruh sağlığınız için biliyor olmalısınız. Bu da 4'lü döngü nefesidir.  İlk adımda 5 sn ile başlayarak kendinizi alıştırın. Yani bütün nefesi 5 sn de alın, 5 sn nefesli bekleyin, 5 sn de nefesinizi verin ve 5 sn nefessiz bekleyin. Bu çalışmadan sonra nefes tutma çalışmalarına geçin.  Aynı döngüyü;  
                                                                                                                                  

 5 - 10 - 5 - 10                                                                                                                                      
 5 - 20 - 5 - 20                                                                                                                                      
 5 - 30 - 5 - 30                                                                                                                                      
 5 - 40 - 5 - 40   saniyelerle tekrarlayın.                                                                                                                                                                                                                                                                
 Son adımda ise; nefes alıp verdikten sonra:
10 sn nefessiz bekleyin 10 sn dinlenin.                                                                                                    
 20 sn nefessiz bekleyin 10 sn dinlenin.                                                                                                  
 30 sn nefessiz bekleyin 10 sn dinlenin.                                                                                                  
 40 sn nefessiz bekleyin 10 sn dinlenin.
Bu şekilde  bir çalışma yapabilirsiniz.

SEDA ERAY

Bir aşk istiyorum

BİR AŞK İSTİYORUM


Gökteki yıldızlar gibi gecemi aydınlatan,
Güneş kadar yüreğimi  ısıtan
Bir aşk istiyorum.
Rüzgarla esen, yağmurla dolan,
Hayatla coşan...
Bir aşk istiyorum.
Gecenin sabahı beklediği gibi umutla bekleyen,
Gözlerimi kapattığımda tatlı bir rüya gibi
Ve öyle bir aşk ki,
Her sabah uyandığımda hep yeniden yeniden başlayan...
Bir aşk istiyorum.

SEDA  ERAY

16 Ekim 2015 Cuma

Kabuslar

KABUSLAR

Her gece ortalama 4 ile 7 rüya görürüz. Rüyalar zihni dinlendirir. Rüyalar, alt beyin ve bilinçaltı sistemlerinin kişiye özel sembol diliyle üst beyne verdiği mesajları içermektedir.Çocuklar yetişkinler göre daha çok kabus görürler. Kabusları kontrol etmek çok zordur. Kişinin inançlarından dolayı oluşur. Kişiden kişiye değişir. Çoğunlukla kabus görenlerin hayatlarında karmaşa vardır. Güzel, huzurlu rüyalar görebilmek için bilinçaltındaki takıntıların temizlenmesi gerekir. Aksi takdirde rüyalarla ortaya çıkmaya devam edecek,zaman zaman kabuslara dönüşebilecektir.   
SEDA ERAY

Aşk Dediğin

AŞK DEDİĞİN


Aşk, tatlı bir uykuda güzel bir rüyadır. Bazen hep böyle devam eder, bir ömür sürer. Bazen uyanır insan o tatlı uykudan. Bir bakar ki, hepsi bir rüya. Bazen de istese de uyanamaz. Rüyası kabus olmuştur. Ne yapsa kendini kurtaramaz. Aşk bazen acı, bazen tatlı ama başlangıç hep aynı. Sonu ise biraz da bize bağlı.
SEDA ERAY

14 Ekim 2015 Çarşamba

İstanbul'um

İSTANBUL'UM

Çocuğun annesini kucakladığı gibi
Öylesine masum, öylesine içten...
Bir küçücüğün yüzündeki kocaman gülücük gibi
Seviyorum seni !
Aşıkların yüreği gibi baharın
İşte en sevdiğim halin.
Her köşende başka hayatlar,



Her sokak yeni başlangıçlar...
Akşam evini kucaklayan baba gibi
Seviyorum seni !
Gecen gündüzün, yazın kışın
Hüzünlü bir sevda gibisin.
Kokunu seviyorum, baharını, güzünü...
İçinde bitip gitsem de ben yine seni seviyorum
İstanbul'um...
SEDA ERAY

Akıllı mısın deli mi?

Akıllı mısın Deli mi?


Dünya kendini akıllı sanan delilerle dolu.
Hiç düşündün mü karşına çıkan hangisi?
Akıllısını da gördüm delisini de.
Sen hangisisin?
Yoksa bazen akıllı bazen deli misin çoğumuz gibi?

Seda Eray